Kış aylarının gelmesiyle birlikte lazer epilasyon yaptırma eğiliminin artığını belirten Dermatoloji Uzmanı Doktor Nihan Yüksel Çanakçı, “Lazerin uygun dozda ve uygun şekilde uygulanmaması ciltte lekelenmelere yol açabilir. Mutlaka doktor gözetiminde yapılmalı” dedi.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte lazer epilasyon yaptırma eğiliminin artığını belirten Dermatoloji Uzmanı Doktor Nihan Yüksel Çanakçı, “Lazerin uygun dozda ve uygun şekilde uygulanmaması ciltte lekelenmelere yol açabilir. Mutlaka doktor gözetiminde yapılmalı” dedi.
Vücudun çeşitli yerlerinde çıkan kıl ve tüylerin, azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması amacıyla uygulanan lazer epilasyon işlemi uzun yıllardır yoğun talep görüyor. Yaz aylarında yaşanan bronzlaşmadan dolayı ara verilen lazer epilasyon seansları, güneş ışınlarının etkisinin azaldığı şu günlerde yeniden gündeme geldi. Bronz tene uygulanmaması gereken lazer epilasyon işleminin, alanda uzman kişilerce bilinçli şekilde yapılması gerekiyor. Bölgeye uygun ışının doğru dozda uygulanması gerektiğinin altını çizen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doktor Nihan Yüksel Çanakçı, “İşlem için genellikle üç farklı dalga boyu kullanılır. Hangi dalga boyunun seçileceği, kime hangisiyle işlem yapılacağı, ten rengine, kıl rengine, kıl yoğunluğuna ve bölgeye göre seçilir” dedi.
Lazer epilasyon işleminde dalga boyunun ayarlanmasının büyük önem taşıdığını belirten Dermatolog Dr. Çanakçı, “Lazer epilasyon farklı dalga boylarındaki lazer ışınlarının derinin altında farklı derinlikteki kıl köklerine ulaşarak o kıl kökünde bir hasar oluşturması ve kıl çıkışının engellenmesidir. Bu işlem için genellikle üç farklı dalga boyu kullanılır. Hangi dalga boyunun seçileceği, kime hangisiyle işlem yapılacağı, ten rengine, kıl rengine, kıl yoğunluğuna ve bölgeye göre seçilir. En başarılı sonuçları da açık tende, koyu ve kalın kıllarda elde ediyoruz. Çok açık ten, sarı, kızıl gibi ayva tüyü dediğimiz çok ince tüylere maalesef hiçbir dalga boyu tam anlamıyla etki etmiyor. Bunlarda maalesef başarı oranı genel olarak düşük” ifadelerini kullandı.
Lazer epilasyon işleminin bronz tene uygulanmaması gerektiğini ve seans öncesi dikkat edilmesi gereken unsurların olduğunu belirten Dr. Çanakçı, “Seanslar öncesinde ve seanslar arasında kesinlikle güneşlenmemeli ve solaryuma girilmemeli. İşlemden en az bir ay önce ağda, epilasyon cihazı gibi kıl kökünde hasar oluşturan işlemlerinin tamamen bırakılmalı. Birkaç gün önceden jilet veya makineyle derinin üzerinde küçük boyutta görünecek kadar tüylerin kısaltılması yeterli oluyor” dedi.
Dermatolog Çanakçı, yanlış işlemler sonucu kalıcı lekelerin oluşabileceği uyarısında bulunarak, “Eğer yanlış bölgeye yanlış dalga boyu ve yanlış dozda bir uygulama yapılırsa o bölgelerde yanık gibi kahverengi ya da beyaz kalıcı lekelenmeler olabilir. Bu nedenle tamamen doktor kontrolünde estetik uzmanlarıyla birlikte değerlendirilmesi ve hastaların tedavi alması gerekir. İşlemden sonra kıl köklerinin etrafında kızarıklık, hafif şişlik, belirginleşme, kabarıklık görünmesi normaldir. Ancak çok şiddetli bir kızarıklık olduysa, şiddetli yanma, kaşınma, yanık hissiyatı oluştuysa, muhakkak doktoruna başvurmak ve tedavi ettirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Erkek tipi kıllanma görülen kadınlarda da hormon tedavisiyle lazer epilasyon işleminin eş zamanlı yürütülebileceğini belirten Dr. Çanakçı, “Bazı kadınlarda özellikle çene, yüz, boyun, göğüs arası, karnın ön yüzü, kalça gibi bölgelerde sanki erkek kılıymış gibi kalın, uzun ve sert kıllar olabiliyor. Özellikle bu duruma adet düzensizliği ve yüz ile vücutta akne problemi de eşlik ediyorsa bu tür hastalarda muhakkak geniş çaplı bir hormonal değerlendirme gerekiyor. Buna endokrinolojik hormonlar ve kadın doğum hormonları diyebiliriz. Eğer hormon dengesizliği varsa, öncelikle hormon tedavisine başlanmalı. Lazer epilasyonu, bu tedaviyle eş zamanlı sürdürülebilir” şeklinde konuştu.
Özellikle halk arasında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi veren Dr. Çanakçı, lenf bezlerinin derinin çok çok daha alt katmanlarında bulunması nedeniyle o bölgelerin ve aynı şekilde yumurtalıkların etkilenmeyeceğini, dolayısıyla kısırlık, kanser, lenf bezlerinde şişme ya da bir hastalık oluşturmayacağını vurguladı.