Vitiligo, nedeni tam olarak bilinmeyen, derideki renk hücrelerinin (melanosit) yıkımı ile seyreden, klinik olarak deri renginin tamamen kaybolduğu beyaz yamalarla karakterize kronik seyirli bir cilt hastalığıdır. Her cinsiyette ve yaşta görülebilen hastalık sıklıkla çocukluk ve genç erişkin çağlarında başlar. Klinikte en sık göz ve ağız çevresi, genital bölge, kol altı, el ve ayak bilekleri, diz ve dirsek iç yüzünde simetrik olarak dağılmış beyaz yamalar şeklinde görülür. Bazen tek bir bölge veya segmental şekilde vücudun tek bir tarafı da tutulabilir. Vitiligo ilerleyici olabileceği gibi sadece başladığı alanlara sınırlı da kalabilmektedir.
Hastalığa neden olan renk hücrelerinin yıkımı kişinin kendi hücrelerine karşı oluşturduğu otoantikorlar nedeniyle olur. Bu otoantikorlar genetik yatkınlık ve oksidatif stres gibi çevresel faktörler zemininde gelişir. Vitiligo otoimmun ve otoinflamatuvar hastalıklar sınıfındadır dolayısı ile alopesi areata, psoriasis, Hashimato tiroiditi, tip 1 diyabet, çölyak hastalığı ve otoimmun endokrin hastalıkları da vitiligo ile görülebilir.
Vitiligo tedavisi lezyonların yaygınlığına ve yerleşimine göre düzenlenir. Tedavide amaç lezyonların genişlemesinin engellenmesi ve renk pigmentinin geri gelmesidir. Sınırlı alanlarda topikal steroidler, topikal kalsinörin inhibitörleri ve topikal D vitamini analogları tek başına veya dönüşümlü olarak kullanılır. Yaygın tutulumda ise fototerapi öncelikli tedavi seçeneğidir. Az sayıda lezyon varlığında lezyonel mikrofototerapi ve excimer lazer de kullanılabilir. Son dönemde tedaviye dirençli olgularda melanosit içeren otolog mikrogreftlerin vitiligo alanlarına yerleştirilmesi gibi cerrahi yöntemler de başarılı sonuçlar vermektedir.
Vitiligo alanları renk hücresi içermediği için güneşe karşı savunmasızdır. Bu nedenle güneşe maruziyet sonucu oluşabilen güneş yanıkları ve cilt kanserlerinden korunmak için düzenli güneş koruyucu kullanımı çok önemlidir.