Psoriasis (sedef hastalığı) toplumda sık görülen, kendine özgü çeşitli klinik bulgulara sahip kronik inflamatuvar bir cilt hastalığıdır. Oluşumunda genetik faktörler ile stres, çeşitli enfeksiyonlar, fiziksel travma, ilaçlar ve kalsiyum eksikliği gibi endokrin faktörler rol oynar. Hastalık kırk yaşından önce başladıysa erken başlangıçlı (Tip 1), kırk yaşından sonra başladıysa geç başlangıçlı (Tip 2) olarak sınıflandırılır. Klinik görünümüne göre psoriasis vulgaris, guttat psoriasis, püstüler psoriasis, eritrodermik psoriasis, tırnak psoriasisi, psoriatik artrit olarak farklı sınıflara ayrılır.
Klinikte en sık simetrik olarak diz, dirsek, el ve ayak üzeri, gövde ve saçlı deriye yerleşmiş zemini kırmızı üzeri sedefsi beyaz ince pullu plaklarla karakterize psoriasis vulgaris görülür. Guttat psoriasis, daha çok çocuk ve adölesanlarda geçirilen bir boğaz enfeksiyonu sonrası vücutta dağınık kırmızı ince beyaz pullu bozuk para büyüklüğünde plaklar şeklinde ortaya çıkar. Püstüler psoriasiste, kıvrım bölgelerinden başlayarak tüm vücudu saracak şekilde veya sadece avuç içi ve ayak tabanına sınırlı içi su dolu püstüller görülür. Vücudu saran formu gebelik, enfeksiyonlar, kalsiyum eksikliği ve hızlı kesilen steroid tedavisi sonucu gelişebilir. Eritrodermik psoriasis; vücudun %80’inden fazlasını kaplayan şiddetli kızarıklık ve cilt soyulması şeklinde görülür ve psoriasisin en şiddetli, hayati tehlike oluşturan formudur. Psoriasis hastalarının %10-80’inde tırnak tutulumu olur. Tırnaklarda yüksük şeklinde noktasal çukurlaşmalar, kırmızı çizgilenmeler, tırnak ucunda veya ortasında yağ lekesi gibi sarı lekelenmeler, tırnak ucunda tırnak yatağından ayrışmalar görülür. Tırnak bulguları deri bulgular başlamadan da ortaya çıkabilir. Psoriatik artrit, psoriasis hastalarının yaklaşık %7-40’ında görülen eklem hastalığıdır. El bilek ve parmak, bel, diz, ayak bileği eklemlerini tutabilir ve kalıcı deformiteye ilerleyecek kadar şiddetli olabilir. Eklem şikayeti olan hastalar mutlaka romatolog kontrolünde tedavi edilmelidir.
Psoriasis tedavisi, klinik türüne ve hastalığın şiddetine göre planlanır. Şiddetli ve yaygın olmayan durumlarda topikal tedavilerin (topikal steroidler, topikal kalsinörin inhibitörleri, vitamin D analogları, topikal retinoidler) tek başına ve kombine edilerek kullanılması yeterli gelmektedir. Düzenli nemlendirici kullanımı da cildin bariyerini kuvvetlendirmesi ve iyileşmeyi hızlandırması adına önemlidir. Şiddetli olgularda fototerapi ve sistemik tedaviler (metotreksat, asitretin, siklosporin); bu tedavilere dirençli olgularda biyolojik ajanlar (adalimumab, etanercept, infliksimab, ustekinumab, sertolizumab, iksekizumab, sekukinumab) kullanılır.
Psoriasis hastalarında obezite, metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalıklar, inflamatuvar barsak hastalıkları ve karaciğer hastalıklarının görülme sıklığı artmıştır. Hastaların, mutlaka eşlik edebilecek diğer inflamatuvar hastalıklar açısından araştırılması, verilen tedavinin yanında yaşam tarzı değişikliklerinin de yapılması gerekmektedir.